Altınoluk Dergisi | 16. SAYI | 1987 Haziran
– Ebu Eyyub el Ensari Halid b. Zeyd – Radıyallahu anh’dan rivayete göre Rasûlullah – sallallahu aleyhivesellem – şöyle buyurmuştur.
Bir kişinin din kardeşini üç günden fazla küs bırakması helal değildir. Bir halde küslük ki iki mümin birbirine kavuştukları zaman birisi yüzünü şu tarafa çevirir, öbürüsü öte tarafa çevirir. Halbuki iki müminin hayırlısı şu önce selam vermeye başlayandır.
İzahı:
İki mümin arasındaki dargınlığın selam vermek suretiyle zail olacağı da bu hadis-i şeriften istifade olunmuştur. Fakat fasık, zalim kimselerden yüz çevirmek ve ictinab etmek Kitab ve sünnetin emrettiği bir vazifedir.
Tebük gazasından her nasılsa tehallüf eden Ka’b b. Malik ile arkadaşları Hilal b. Ümeyye ve Mirare b. er-Rabı, Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-in emriyle elligün ne selam verilmiş ne de güler yüzle bakılmıştı. Sonra bu üç aziz sahabi taraf-ı ilahiden afvolunarak ashab-ı kiram arasındaki eski şerefli mevkilerini almışlardı.
Allah Teâlâ Tebük’e gitmekten imtina eden üç kimseye tevbeyi tevfik ederek onların tevbelerini kabul buyurdu ki, onların tevbelerinin kabulü bir müddet tehir olunmuştu ki, yeryüzü o kadar vus’atiyle beraber üzerlerine daraldı. Asla kalblerine ferah girmez oldu. Bütün dünya üzerlerine zindan oldu. Ve nihayet bildiler ki, Allah’ın azabından ancak Allah’ın lutfuna sığınmaktan başka çare yoktur. Dergah-ı ülühiyete iltica ile elli gün geçince tevbelerini kabul buyurdu. Allah Teâlâ kullarına merhamet buyurucudur.
Abdullah b. Amr b. As (r.a)’dan rivayete göre Nebî (s.a.)’ye birisi:
– Ya Rasûlallah, İslâmın hangi ibadeti hayırlıdır? diye sordu. Rasûl-i Ekrem (s.a.): (Açlara) yemek yedirmek ve bildiğine, bilmediğine selam vermektir, diye cevap verdi.
Ammar b. Yasir’den rivayete göre: “Her kim üç fazileti bir arada toplarsa imanı tamam toplamış olur, Onlar da:
1- Nefsine aid bir menfaat olsa bile insaf ile hareket etmek,
2- Hiç ayırmayarak herkese selam vermek,
3- Fakir olduğu halde yoksul olanlara nafaka vermek” buyurulmuştur.
Enes b. Malik (r.a.) buyuruyorki:
Bir gün Hazret-i Peygamber’in huzuruna bir kadın geldi.
– Ya Rasûlallah benim size arz olunacak bir hacetim vardır, dedi:
Ol sultanül -mütevadiin (s.a.) Hazretleri:
– Ey hatun, sen Medine sokaklarından hangi sokakta dilersen otur, ben seninle otururum, ihtiyacını görürüm buyurdular.
İmam Begavi der ki: Bu kadın Peygamber-i Zişan Hazretlerinin emirleri üzere Medine sokaklarından birinde oturdu. Rasûl-i Ekrem (s.a.)Hazretleri de gidip o kadının ihtiyaçlarını karşıladı.
– Mervidir ki, fakir bir kimse gelip Rasûl-i Muhterem (s.a.) Hazretlerinin mübarek yed-i saadetlerinden tutarak istediği yere götürse, o fakirin ihtiyacını görmek için Habib-i kibriya Hazretleri giderlerdi. Bu hadis-i şeriften müminlere hisse almak gerektir.