Altınoluk Dergisi | 5. SAYI | 1986 Temmuz
Gözün yaşarmaması, kalbin kasaveti, dünya sevgisi ve tûl-i emel şekavet alametidir. Salihlere muhabbet, onlara yakın olmak, Kur’an tilavetine devam etmek, seherlerde uyanık olmak, ulama ile düşüp kalkmak ve kalb rikkati saadet alametidir. Gerçek kula yakışan salih amellere müsâraat etmektir ki, bu da saadet alametidir.
Sufiyye büyüklerinden bazıları demişlerdir ki; Gaye nefsin ıslahı olduğu zaman kişiye nefsinin kusurlarının münkeşif olması, melekütün esrarının münkeşif bulunmasından daha hayırlıdır. Yemek, içmek ve uyumak hayvanî sıfatlardandır.
Hikaye olunduğuna göre abidin biri, Allah Teala’dan kendisine iblisi göstermesini isterdi. Kendisine “sen Allah’tan hüsn-i akıbet iste” denildiyse de o, bu talebinde ısrar etti ve Cenabı Hak, ona İblisi gösterdi. Abid, îblisi görünce ona vurmak istedi. Bu sırada İblis ona:
– Eğer yüz sene yaşayacak olursan seni helak ederdim ve cezalandırırdım, dedi. Abid bu söze aldanarak kendi kendine “Ömrüm daha uzun olmalı, öyleyse istediği mi işleyeyim sonra tevbe ederim” dedi ve böylece fişka düştü, ibadeti terk ederek helak oldu.
Bu hikaye insanı tül-i emelden sakındırmak içindir. Çünkü tül-i emel, büyük bir afettir.
PEYGAMBERİMİZ Cenabı Hak’dan naklederek şöyle buyurdu:
“Ben ilmi açlığa bıraktım, halbuki insanlar onu toklukla arıyorlar. Nasıl bulabilirler? Ben izzet ve şerefi taatte kıldım. İnsanlar onu emirlerin kapılarında talep ediyorlar. Nasıl bulabilirler? Ben zenginliği kanaatte kıldım. İnsanlar onu mal çokluğunda arıyorlar. Nasıl bulabilirler? Ben rahatı Cennete koydum. İnsanlar onu dünyada arıyorlar. Nasıl bulabilirler?”(1)
Ebu Hureyre (r.a.)’den mervidir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Allah Teala’nın kullarından bazısı, Allah Teala Hazretlerinin rızasına muvafık olan söz söyler. Hem de o söze ehemmiyet vermeyerek söyler. Allah Teala Hazretleri o söz sebebiyle o kimsenin derecesini yükseltir.
Allah Teala’nın kullarından bazısı da Allah Teala Hazretlerinin rızasına muhalif ve gazabı ilahîyi mucip bir söz söyler. Hem de kendisince o söze zerre kadar ehemmiyet vermeyerek söyler. Allah Teala Hazretleri o kimseyi o fena sözü sebebiyle cehennemin dibine indirir.
Yani bir kimse güzel, şer-i şerife muvafık bir söz sebebiyle a’layı ıllıyyine kadar çıkar, fena söz sebebiyle de cehennemin dibine kadar iner maazallah. Onun için insan kısmı laübaliyane ve cür’etkarane latifelerden lisanım muhafaza etmelidir.
Rasullulah (s.a.v.) buyurmuştur:
Allah Teala, üç şeyi şu üç şeyde gizlemiştir.
1- Rızasını kendine itaatte gizlemiştir ki, kul hiç bir emeli hakîr görmesin. Ola ki, Allah’ın rızası o emeldedir.
2- Gadabını kendine isyanda gizlemiştir ki, kul herhangi bir masiyeti hakîr görerek gazab-ı ilahîyye düşmesin.
3- Evliyasını kulları içinde gizlemiştir ki, hiçbir kula hakir görmeyesin. Ola ki O kul, Allah’ın velilerindendir.
Dipnotlar : l- Ruhu’l-Beyan, 1/667 / 2- Zübbedü’l-Baharî, 1099.
Kasavet Katılık. Tül-1 emel. Hırs, bitmez tükenmez istekler. Şekavet Bedbahtlık, bahtı karanlık. Rikkat İncelik, merhamet, acıma. Müsaret Acele etmek, teşebbüs. Münkeşif Meydana çıkma, açık görünen. Masiyet Günah, itaatsizlik.