Altınoluk Dergisi | 14. SAYI | 1987 Nisan
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayete göre bir adam Nebî (s.a.s.) Efehdimize geldi ve:
– Ya Resulallah, açlıktan tahammülüm kalmadı, diye şikayet etti.
Resulullah (s.a.s.) de Ebû Hüreyre’yi bu adama ikram etmeleri için hane-i saadetlerine gönderdi. Ümmühat-ı müminin de “Bizim yanımızda sudan başka birşey yoktur, dediler.” Yani ne ekmek ve ne de katık var, dediler. Hemen geri dönen Ebû Hüreyre Rasul-i Ekrem (s.a.s.)’e durumu anlattı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz yanında bulunan ashaba:
-Şu açı kim yemeğine ortak eder, kim misafir eder? buyurdu.
Ensardan bir kişi ayağa kalktı ve: Ben, dedi. Misafiri alıp evine götürdü. Ailesine hitaben:
– Haydi Rasul-i Ekrem (s.a.s.)’ın misafirini ağırla, dedi. Fakat kadın:
– Çocukların yiyeceğinden başka evimizde bir şey yok ki, diye cevap verdi. Kocası:
– O yemeği getir, ışığı yak, çocukları da uyut, dedi.
Kadın da akşam yemeği yenileceği sırada yemeği hazırladı. Işığı yaktı. Çocuklarınıda uyuttu. Sonra kalkıp kandili düzeltir gibi oynatıp söndürdü. Böyle karı-koca kendileri karanlıkta misafirle beraber yemek yiyor gibi yaptılar. İkisi de hiç yemek yemeden aç olarak gecelediler. Sabah olunca ev sahibi Rasulullah (s.a.s.)’e gitti. Rasulullah (s.a.s.) onu görünce şöyle dedi:
– Bu gece Cenab-ı Allah sana güldü. Yahut karı-kocanın güzel hareketine hayret etti. Allah -azze ve celle- Hazretleri:
“Onlar fakr u ihtiyaç sahibi olsalar bile misafir ve muhacirleri nefislerine tercih ederler.” (Haşr suresi:9) son ayet-i celilesini inzal buyurdu.
-Cenab-ı Hakk’ın teaccüb ve hayreti mecazîdir. Bu tabirle murad rızayı ilahiyi beyandır.
Bu zatın Sabit b. Kays veya Abdullah b. Revaha olduğu rivayet edilmiştir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
Yedi sınıf insan vardır ki, Cenab-ı Hakk, onları Arşı A’la’nın gölgesinde gölgelendirir.
1. İmam-ı adil: Her şeyi adaletle yapan hükümet reisi
2. Rabbının ibadetinden neşe-yab olan genç, ibadetleri büyük bir zevk ve neşe içinde yapan genç.
3. Kalbi cami ve mescidlere bağlı cemaata devam eden kimse,
4. Allah rızası için birbirini seven,kalben ve cismen birbiriyle, ictima ve mülakat edip, ömürlerinin sonuna kadar sevgilerini öylece muhafaza eden iki kişi.
5. Cemal sahibesi olan bir kadın, gayr-i meşru olarak nefsini kendine teklif ettiğine: “Ben Allah azîmüşşan’dan korkarım.” diye reddeden kimse.
6. Fukaraya gizlice tasaddukta bulunan, hatta sağ eliyle verdiğini sol eli duymayan, yani kimsenin anlayamayacağı derecede riyasız sadaka veren kimse.
7. Halvette-tenhada-Hakk’ı zikredip Allah korkusu, Allah sevgisi ve aşkı ilahî ile gözyaşı derken kimse.
Başka hadis-i şeriflerde, gazaya katılan asker ve askere yardımda bulunan, taciri sadık ve hüsni ahlak sahibi, borçlulara mühlet veren kimseler de bu zümreden sayılmıştır. Yani, bunlar da, o şerefe nail olurlar denilmiştir.
(Zübdetü’l-Buhari. 114)