“Muhakkak ya ekreme’r-rusül! Sen edeb-i azîm üzeresindir.” (1) buyurulmu?tur.
Yani ey Rasûl-ü Muazzam! Sen ahlak-ı azîme sahibisin. Zira ahlak-ı Kur’an ile tehalluk ettiğin cihetle evvelîn ve ahirînin ahlak-ı hamidesini cami olduğundan, bilcümle insanlar indinde azamet-i şan sahibi olan pek güzel, pek yüksek bir ahlaka maliksin, demektir.
Fahr-i Razi’nin beyanına nazaran ahlak-ı Rasûlullah Efendimiz Hazretleri, Hazreti Aişe (r.anha) validemizden sual olunduğunda “Ahlak-ı Kur’an” buyurmuşlardır. Çünkü bilcümle enbiya ve rusül-ü kiram salevatullahi teala aleyhim ecmain hazaratının ahlak-ı hasenelerinin cümlesini Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz Hazretleri cami’dir.
Bu ayet-i celile ile kefere-i Kureyş’in Rasûlullah (s.a.s)’a isnad ettikleri cinneti, Cenab-ı Hakk nefyetmiş ve ahlak-ı celîlesini isbat etmiştir. Bundan önceki ayet-i celilede:
“Ey Habibim! Kaleme ve kalemin yazdığı satırlara yemin ederim ki, Rabbının sana verdiği nimetlerden sen gafil değilsin. Cümlesinin kadrini bilir ve şükrünü eda edersin. Binaenaleyh kavmin tarafından sana isnad olunan şeye sen mahzun olma. Zira onlar hasedlerinden naşî ne söylediklerini bilmezler.” (2) buyurulmu?tur.
Cebrail (a.s.) Rasûl-ü Kibriya (s.a.s.) Efendimiz Hazretlerine namazı tarif edip de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de namaz kılmaya başlayınca kefere-i Kureyş, Rasûlullah’a cinnet isnad etmeleri üzerine bu ayet-i celile onları tekzib için nazil olmuştur. Asıl cinnet, Kur’an-ü Azimüşşan’ı inkar ve Hakk’a isyandır.
Nitekim hadis-i şerifte de:
“Mecnun ancak, tevbe ve nedamet etmeyip masiyette devam edendir. Akil de Cenab-ı Allah’ın emirlerine itaatla müttaki olandır.” buyurulmu?tur.
Diğer Hadis-i Şeriflerde de:
“Kıyamet gününde bana en ziyade yakın olan ahlak-ı hasenesi ziyade olandır.”
“Allah indinde kulların en sevgilisi ahlak-ı haseneye malik olandır.”
“Allah’a imandan sonra en faziletli iş, insanları sevmek sulehaya muhabbet ve meveddet eylemektir.”
Bütün bu evsafa sahib bulunan Peygamberimiz (s.a.s.) Hazret-i Ömer’in rivayetine göre
“Beni medih ve senada Meryem’in oğlu İsa (a.s.) hakkında mübalağa edildiği gibi haddi aşmayın. Ben ancak bir kulum. O halde bana sadece Allah’ın kulu ve peygamberi deyiniz. (3) buyurmu?tur.
Bir başka hadis-i şerifte de, “Allahım herhangi bir mümine ağır bir söz söylemiş olursam, sen o sözümü kıyamet gününde o mümin için sana yakınlık kıl.” yani Cenabı Allah’a yakınlığı vesile olmuş olsun, buyurduğu gibi, bir diğerinde de: “Ya Rabb! kime eza ettimse o ezamı o kimseye vesile-i salah ve rahmet kıl.” buyurmu?tur.
Bu hadisi şerifler ümmetine birer ta’limdir. Yoksa O, hiç bir ümmetine eza etmiş değildir.
Dipnotlar :(1) Kalem Suresi: 4 (2) Kalem Süresi:1-3 (3) Tecrid-i Sarih: 3/17
Edeb-i azîm: Çok büyük bir edep, ahlak Tahalluk: Ahlaklanma, huy edinme Cami’: Toplayan Nefyetmek: Başkasına ait olduğunu söylemek. Meveddet: Sevgi. Lemean: Parlama Hüsn-i muaşeret: İyi geçinme